SAĞLIK, EN TEMEL HAKKIMIZ
Sağlık alanındaki eşitsizlik dünya genelinde büyük bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Salgınlar, çatışmalar ve iklim krizi gibi zorluklar, sağlıklı olmayı temel bir insan hakkı olarak kabul etme mücadelesini güçlendiriyor.
Sağlık Hakkı: İnsanların En Temel Hakkı Olarak Kabul Edilmeli
Türkiye'de ise pandemi ve 6 Şubat depremleri, sağlık hakkı mücadelesinin ne kadar önemli olduğunu acı bir şekilde gösterdi. Ancak halkın taleplerini değil, sermayeyi gözeten sağlık sistemi ve yanlış politikalar, bu mücadeleyi sekteye uğrattı.
AKP iktidarının 21 yıllık politikaları sağlık alanında büyük zararlara yol açtı. Aşı ve tıbbi malzeme eksikliği, sağlık harcamalarındaki artış gibi sorunlar, sağlık sisteminin içinden çıkılmaz bir hale gelmesine neden oldu. Kamu hastanelerinde randevu krizi artarken, bazı hastalar özel hastanelere gitmeye ve hatta sağlık hizmetlerini kredi kartıyla ödemeye zorlandı.
Sağlık hizmetlerine erişim, özel sektörün güçlenmesiyle giderek zorlaşıyor. Özellikle İstanbul'da özel hastanelerin baskın olduğu görülüyor. Binlerce hekim, düşük maaşlar, şiddet ve iş yoğunluğu nedeniyle yurtdışına göç ediyor. Ancak Türk Tabipler Birliği, sağlığın bir insan hakkı olduğunu vurgulayarak, bu mücadeleyi sürdürmekten geri durmuyor.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), sağlık hakları konusunda önemli bir açıklama yaptı. Dünya genelinde hastalıklar, afetler ve çatışmaların ölüm ve hastalık arasındaki yerine dikkat çekerek, sağlık hizmetlerine erişim hakkının yasalarla güvence altına alınması gerektiğini belirtti. Ancak maalesef bu hak, yeterince korunmuyor ve dünya nüfusunun büyük bir kısmı temel sağlık hizmetlerinden yeterince faydalanamıyor.
Hekimler, sağlık hakkının herkesin en temel hakkı olduğunu vurgulayarak düzenli sağlık kontrollerinin önemini hatırlattılar. Sağlık, yaşam kalitesini artırırken günlük aktivitelere katılımı sağlar ve potansiyeli maksimize etmemize yardımcı olur.
Ancak Türkiye, sağlık harcamalarına en az pay ayıran ülkeler arasında yer alıyor. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) ile Avrupa Birliği (AB) üyeleri tarafından paylaşılan bir rapora göre, Türkiye'de sağlık harcamaları GSYH'nin sadece %4,3'ünü oluşturuyor. Bu durum, Türkiye'nin sağlık hizmetlerine yeterince yatırım yapmadığını gösteriyor.