SAMİ USTA İÇİN MUCİZE KURTULUŞ

TAKİP ET

Tekirdağ'ın Malkara ilçesine bağlı bir köyde yaşayan evli 1 çocuk babası Sami Semerci'nin okuyanın kanını donduracak bir hayatı var. İyi bir elektrik ustası olan Semerci film gibi bir hayata sahip.

CEMAL BİLGE

TEKİRDAĞ - Yaşadığı hayatın içinde acısından tatlısına, sevincinden mutluluğuna, iyisinden kötüsüne ne ararsan var. Ama bundan iki yıl önce son bir olay yaşadı ki bu olayda Semerci’nin Allah tarafından çok sevilmişliğinin inkar edilemez gerçeği var.

KÖYÜNÜN VE İLÇESİNİN SEVDİĞİ İSİMDİR SAMİ

İyi bir elektrikçi olan Sami Semerci adını; gerek yaşadığı Malkara’da gerekse Tekirdağ genelinde herkesin çok yakından tanığı bir usta, halkın çok sevdiği bir dost olarak kazımış insan hafızalarına.

Hayatının büyük kısmı yurt dışında çok önemli projelerde görev almakla geçmiş. Rüzgar Enerji Santrallerinin inşasından tutunda dünyaca ünlü alışveriş merkezlerinin elektrik tesisatlarını yapan başarılı bir Türk ustası olarak hizmet veren Semerci inşaat sektöründe marka olmayı başarmış ender isimlerden biri olarak biliniyor.

HİÇ AKLINA GELİR MİYDİ HAYATININ BİR ANDA KARARACAĞI

Peki Semerci’nin mesleki başarılardan geçilmeyen hayatında ne oldu ki, hastanelik oldu? Semerci bundan tam iki buçuk yıl önce bir sabah vakti motosikletiyle köyünden ilçe merkezine gitmek üzere yola çıktı.

Köyünden henüz çıkmış aheste aheste gidiyorken yolun sağ tarafında ağaçların arasında yeni doğmuş köpek yavruları gördü. Belli ki açtılar. Anneleri başlarında yoktu. Ama onlar cılız sesleriyle havlayarak aç olduklarını ifade etmeye çalışıyorlardı.

Semerci, iyi bir insansever olmasının yanında iyide bir hayvansever aynı zamanda. Arabasının bagajında olduğu gibi motosikletinin de arkasındaki kutuda önüne çıkabilecek sokak hayvanlarına verecek, onları doyuracak mamalar bulunduran hassas yürekli bir insan kısaca.

Yolun kenarında aç oldukları her hallerinden belli olan köpek yavruları için durdu ve ve motosikletinin arkasındaki kutuda bulunan mamalardan bir tanesini alarak minik canlıların yanına geldi.

Bir güzel doyurdu yavruları. Hem doyurdu hem sevdi onları. Doyurmasına doyurdu da, sevmeye doyamadı minik canlıları. Dedik ya, o gerçek bir hayvansever. O’da bir çok insan gibi gerçek dostluğu insanlarda değil hayvanlarda bulmuş, bulduğu günden itibaren de kedi olsun, köpek olsun, kuş olsun, balık olsun bütün canlıların değerini bilen bir insan olmuş Sami Semerci.

Minik canlıları doyurma faslı bittikten sonra tekrar motosikletine biniyor ve Malkara’ya gitmek üzere yola koyuluyor Sami Usta.

Hareket ettikten birkaç dakika sonra bir viraja giriyor Semerci. Her sabah gittiği yolun bu kesimi Semerci’nin hayatında yaşayacağı çok önemli bir sınavın da kapısını aralıyor O’na.

İŞTE O AN

Çünkü ansızın karşısında beliren bir mıcır tepesine bodozlama dalıyor Sami Usta. İşte o an neye uğradığını şaşırıyor. Çünkü hiç aklına gelmezdi virajda mıcır tepesine çarpacağı.

Belli ki belediyenin yol inşaatı için ihaleyi verdiği şirketin kamyonu mıcırı dökmüş ve gitmişti. Görevlilerinse akıllarına bir uyarı levhası koymak gelmemişti akıllarına. Semerci, sabahın bu erken saatinde mıcır tepesine çarpmakla müteahit firmanın hatasına kurban gitmişti.

BİR DARBEDE BİLİNÇSİZ VATANDAŞTAN YİYOR

Mıcır yığınına (tepesine) çarpmakla Semerci’nin imtihanı başlamıştı. Durumu ağırdı. Kazadan dakikalar sonra yardıma gelenler oldu. Ancak bir yaralıya dokunulmayacağını bilmeyen insanlar kurtarma adına sergiledikleri cehaletle Sami Semerci’nin işini daha da zorlaştırdılar.

Zira ilk bakışta vücudundaki kemiklerin önemli kısmının hasar gördüğü Semerci, kendisine yapılan bilinçsiz müdahale ile belindeki sinirlerden de olmuştu.

Anlayacağınız Sami Usta, sağlık ekipleri gelene kadar sadece kazadan dolayı değil, ona yardım etmek isteyen bilinçsiz vatandaşlarında müdahalesiyle daha büyük bir zora girmişti.

ŞEHİR HASTANESİ’NE KALDIRILIYOR

Ağır durumdaki Sami, olay yerine bir hayli geç gelen sağlık ekibi tarafından ambulansa konarak Tekirdağ Şehir Hastanesi’ne kaldırıldı. Durumu ağırdı. Getirildiği hastanenin acil servis kapısında ambulanstan indirilirken görenlerin “ – Vah vah! Yaşamaz bu adam!” dedikleri Semerci, beyin ameliyatları konusunda tarih yazan çok önemli bir cerrahın eline düştü.

Kaza sırasında başındaki kaskın dahi parçalara ayrıldığı çok ağır bir kazaydı Sami’nin başına gelen. Aslına bakarsanız yaşama şansı pek olmayan bir hastaydı. Çarpmanın etkisiyle kafatasından omuzlarına, göğüs kafesinden bacaklarına kadar kırılmadık kemiği kalmamıştı sevilen ustanın. 

DOKTORU, SAMİ’NİN AYNI ZAMANDA KURTARICI MELEĞİ OLDU

Uzman Doktor Murat Kocatürk’tü ölümün sınırındaki Semerci’ye hayatını geri verecek olan. İşinin iyisi olmakla kalmamış, beyin ameliyatları konusunda marka haline gelmiş olan cerrah Kocatürk, Sami’yi ameliyata aldığında işinin son derece zor olduğunu görmüştü.

Kocatürk, “- Ya Allah ya Bismillah” diyerek girdi ameliyata. Başarısızlık, yoktu kitabında Kocatürk’ün. Hayata döndürülmeyi bekleyen bir kazazede ile daha karşı karşıya kalmıştı sevilen cerrah. Neşteri eline aldığında hayatla ölüm arasındaki o ince çizgide bekleyen Semerci’ye bakıp dilinden şu dua döküldü:

“- Allah’ım senin bu kuluna reva gördüğün sınav, benim içinde bir sınavdır. Hastama yaşama şansı ver, bana da O’nu hayata döndürmenin huzur ve mutluluğunu yaşat”

YA KURTARILACAK, YA KURTARILACAKTI

Bu duygu ve düşüncelerle başlandı Sami’nin ameliyatına. Cerrah Kocatürk ve ekibi ameliyatın ne denli ciddi olduğunun farkındaydı. Bazı ameliyatları şansa bırakmak racondandı olmasına ya, bu ameliyatın böyle bir lüksü yoktu. ‘Ya kurtarılacak, ya kurtarılacaktı Sami Usta. Başka çaresi yoktu’

Bu inançla girdi ameliyata cerrah Murat. İlk dakikasından son dakikasına kadar hayatında alnından terin en çok aktığı bir operasyondu yapmakta olduğu. Zaman zaman umutsuzluğa düştüğü anlar olduysa da, deneyimiyle bir bir aştı önüne çıkan engelleri. Endişeyle başlanan ameliyat, hekim Murat’ın mutluluğu ile sona erdi.

Hastasının ameliyatı ümit ettiği gibi geçmişti. Operasyon bittiğinde hala nefes alıp veren bir kazazede yatıyordu ameliyat masasında. Sevinmek ve mutlu olmak Sami’den önce ameliyatı başarıyla tamamlayan cerrah Murat’a nasip olmuştu.

SAMİ, AMELİYAT SONRASI KÖTÜRÜMDÜ

Birkaç günlük yoğun bakım evresi sonrası normal odasına alındı Semerci. Ameliyat yaralarının iyi olmasıyla birlikte uzun sürecek bir fizik tedavi süreci başlıyordu artık. Sami’ye bundan sonra uygulanacak farklı tedaviler, yeni kahramanların doğmasına vesile olacaktı. Kurtulmuştu kurtulmasına da kaza anına kadar herkes gibi normal insan Semerci’nin hayatının bundan sonraki bölümünde yürüyememe, tekerlekli sandalyeye mahkûm olmak gibi bir durumu ortaya çıkmıştı.

Tekirdağ Dr. İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi işte bu günler için vardı. Tedavi edildikleri hastanelerde ölümlerine hükmedilen hastaları, getirildiklerinde yaşatabilen, hayata döndürebilen ender birkaç hastaneden birisiydi Dr. İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi.

Hastaneyi hastane yapan, 3 yıl gibi bir sürede 30 yıllık yol kat ettiği gözlenen Dr. İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi işte bunun için marka olmuş, bunun için 3 yıl gibi kısa bir sürede 34 dünya ülkesinden gelen hastalara şifa dağıtıp durmuştu. Herkesi yaşatan hastane bir tek Sami’yi mi yaşatamayacaktı. Yaşattı da. Sami gözünü açıp etrafına şöyle bir baktığında ilk şokunu yaşadı. Belden aşağısı tutmuyordu. O anını hiç unutmayacaktı Sami. Bir daha yürüyemeyecek olmasının acısı o denli büyüktü ki günlerce kahrından yedi bitirdi kendini. Hatta bir ara yattığı yataktan hastanenin penceresine bakıp, kendisini bulunduğu 6’ıncı kattan aşağıya atıp hayatına son vermeyi bile düşündü.

ÖLÜMDEN DÖNMÜŞTÜ AMA SIRADA BİR ENGEL VARDI

Sami ölümden kurtulmuştu. Hastaneninse hedefinde Sami’yi yürütmek vardı. Bunun içinde görev Fizik ve Rehabilitasyon tedavisinde önemli bir isim olan Dr Ebru Hanifi’ye verildi.

Hanifi, bunun zorlu bir süreç olacağının farkındaydı. Ameliyat yaraları tamamen kapanan Sami için şimdi çok uzun sürecek bir maraton başlıyordu. Yatılı olarak tedavi göreceği Dr. İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi, Sami’nin yeni eviydi artık. Burada yiyecek, burada içecek, burada tedavisini olacak ve yürümeyi başardığı gün buradan taburcu olacaktı.

MURAT HOCA VE EKİBİ HARİKALAR YARATIYOR

Bugünle tam 2 buçuk yıldır Dr. İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi Fizik Tedavi Servisi’nde egzersizler yapan Semerci, doktoru Ebru Hanifi, İrem Şakacı ve Terapist Duygu Karabudan özenle uyguladıkları tedavi sayesinde artık yürüyebiliyor.

EŞİNİ VE OĞLUNU OLDUĞU KADAR KEDİLERİNİDE ÇOK ÖZLEDİ

2 buçuk yılı geride bırakan Semerci, artık geriye kalan son 6 ayının egzersizlerini yaparak geçirecek günlerini. Eşini ve oğlu Burak’ı çok özledi Sami. İkisi de burnunda tütüyor. Ama en az onlar kadar Türkeş ve Bozkurt adını verdiği kedilerini de özlediğini söylüyor. Taburcu olur olmaz kedilerini de yanına alıp köyün tepe noktasındaki ağaçlık alana gidecek, aşağılara bakıp kahve içecek. Bunu derken de şunu da demeyi ihmal etmiyor Sami.

“- Cemal abi, birlikte gideceğiz bu dediğim yere. Birlikte oturacak ve birlikte içeceğiz kahvelerimizi. Hastanede tedavi gördüğüm 2 buçuk yıl içinde tanıştığım, sohbetinden keyif aldığım tek arkadaşım oldun. Seni mutlaka köyüme bekliyorum. Ağaçlık alana gideceğiz, orada mangal yakıp kahvelerimiz eşliğinde yemeğimizi yiyeceğiz”

Hayatının büyük kısmı sokak hayvanlarını sevmekle geçti elektrik ustası Sami Semerci’nin. Kedi demedi, köpek demedi, kuş demedi bütün mahlukatı çok sevdi. Yazının başında da ifade ettiğim gibi hayatı; arabasının bagajında olduğu gibi motosikletinin de arkasındaki kutuda kedi ve köpek mamaları bulundurmakla geçti Sami’nin.

SOKAK HAYVANLARI SAMİ İÇİN HERŞEY DEMEKTİ

Sokak hayvanlarını düşündüğü kadar kendi boğazını düşünmedi. Nerede aç bir kedi miyavlaması, nerede aç bir köpek havlaması duyduysa dakikalar içinde yanlarında aldı soluğu. Sevgiyle besledi onları, tıka basa doyurdu karınlarını. Sonra huzur içinde döndü evinde kendisini bekleyen yatağına. Köyündeki kedi ve köpeklerin miyavlamadıkları, havlamadıkları gecelerde Sami başını huzurla koydu yastığına. Hep dua etti onlar için. Dedi ki kendisini yaratan Tanrı’ya:

“- Ey yüce Allah’ım. Sen yarattığın kullar kadar yarattığın hayvanları da aç ve susuz koyma. Onların rızıklarını ver, onlara açlıkla değil toklukla geçecek bir yaşam nasip et”

İŞTE YAŞAMASININ ALTINDAKİ O BÜYÜK SIR

Kazanın gerçekleştiği günün sabahına dönecek olursak. Kazadan birkaç dakika önce yolun kenarında anneleri olmayan, ağlaşan köpek yavrularını görmüş, motosikletini yolun sağına çekmiş, kutudaki mamaları alıp minik yavrucakları doyurmuştu. Doyurmakla kalmamış onları büyük bir aşk ile de sevmişti. Görevini yerine getirdikten sonra motosikletine binmiş yoluna devam etmek istemişti.

Yola koyulduktan birkaç dakika sonra virajı dönmek isterken karşısına yol inşaatında çalışan kamyonların döktüğü mıcır (çakıl) tepeceğine çarpmış ve ağır yaralanmıştı. Yaralanmakla kalmamış kendisini kurtarmak isteyen cahil bir vatandaşın bilinçsiz müdahalesiyle kırılan belindeki sinirlerin tahriş olması Sami’yi zora sokmuştu.

TABURCU OLACAĞI GÜNÜ BEKLİYOR

Kazanın üzerinden tam 2 buçuk yıl geçti. Sami o gün bugündür Dr. İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi, Fizik ve Rehabilitasyon Servisi’nin gedikli hastası. Bu süre zarfında yüzlerce gelen yeni hasta, bir o kadar da taburcu olup giden hasta gördü.

Bu aynı zamanda yüzlerce hatta binlerce insanla tanışmak, onlarla sohbet etmek demekti Semerci için. İki buçuk yıl sonra ben geldim hastaneye, tanıştık O’nunla. Sohbeti güzel bir insan Sami. Konuşurken keyif aldığım. Gazeteci olduğumu söyleyince daha bir güvendi bana. Hayatına dair ne varsa anlattı dost bildiği gazeteci ağabeyine. Hayatının son 2 buçuk yılını anlatırken şöyle bitirdi sözünü.

“- Belli ki mıcıra çarparak ağır yaralanacağım o kaza, benim alnımın yazısıydı. Belki de o viraj ve çarptığım mıcırlar Tanrı’nın bana hazırladığı bir son’du. Eğer bugün ölmediysem, dahası artık yürümeye de başladıysam bunun tek bir nedeni var bana kalırsa.”

“- Nedir Sami?”

“- Anneleri olmayan o 5-6 tane köpek yavrusunu doyurmam ve onları içtenlikle sevmiş olmamdı zannımca. Geçirdiğim kazada ömrümle ilgili Tanrı’ya makas değiştiren bence o köpek yavruları oldu Cemal abi. Ben onları doyurmadan yanlarından geçip gitseydim, o kazayla birlikte benimde gideceğim yer Tanrı’nın yanı olacaktı diye düşünüyorum ben”

Sami Semerci Malkara Tekirdağ Trafik Kazası Hayvan sevgisi Tekirdağ Şehir Hastanesi Uzman Doktor Murat Kocatürk